11 Haziran 2013 Salı

Minik Yıldızların Yıl Sonu Sergisi



Minik Yıldızlar sınıfının sergi davetiyeleri

Sergimizden bazı fotoğraflar..

Ayçiçeği çalışması (Çekirdekleri önce yedik sonra kabuklarını çiçeğimizin ortasına yapıştırdık.)



Ayçiçeği kalıbı



                                            Boyama-katlama çalışması ilkbahar çalışmamız



Önce paraşüt deneyi yaptık sonra köpük tabaklardan kendi paraşütümüzü yaptık.


                                                                 Paraşütlü çocuk kalıbı



                                                      Boyama-katlama balerin çalışmamız


Balerin kalıbı



Diş fırçası ve macun etkinliği ( Diş fırçasının kıllarını süpürge tellerinden yaptık,ucundaki macun için pamuk kullandık.)



Diş fırçası-macun kalıbı


Astronotlarımızı boyadık ardından ortasına kendi fotoğrafımızı yapıştırdık.

Astronot kalıbı


Kraft kağıdından çalıştığımız astronot etkinliği ( Boyayıp içini gazete kağıtları ile doldurduk.)


Çocuklarımızın evde artık materyaller ile çalıştığı "Ben Posteri" çalışmaları 


Geometrik şekiller ile süslediğimiz yılbaşı ağacımız


Yaptığımız çalışmalardan birkaç örnek 



Eti Puf kaplarından çalıştığımız trafik ışıkları etkinliği








Sınıfımızda kil hamuru yaptık ve onunla bir yanardağ oluşturduk,yanardağ deneyinin ardından etrafına çılgın ağaçlar yaparak orman haftası etkinliğimizi oluşturduk.



Yanardağ deneyi 

Hamurla kapladığımız dağ şeklinin içerisine küçük pet şişe koyduk.
Karbonat ve kırmızı gıda boyasını karıştırıp şişenin içerisine döküyoruz ardından sirkeyi yavaşça karışımın üstüne döktüğümüzde köpükler çıkmaya başlıyor.Çocuklar bu deneyi severek takip ediyorlar.


Artık materyaller ile yaptığımız proje çalışmamız






Çöp poşetlerinden gölümüzü ve kenarındaki taşları yaptık.Su şişesini kestik iple kaplayıp arı kovanı oluşturduk,içerisine makarnadan bal peteği yaptık.Arılarımızı ve çiçek-yaprakları kartondan kesip boyadık.
Köpük bardakları keserek çiçeklerimizi oluşturduk,saplarını çöp şişten,iç renginide grapon kağıtlarını buruşturarak yaptık.
Mantarları tuvalet kağıdı rulosunu kaplayarak,mantarın şapkasını yapmak içinse kek kalıplarını kullandık.






30 Mart 2013 Cumartesi

Amatör İşi Bebek Kurabiyesi :)

Evet adındanda anlaşılacağı gibi ilk denemem olan şeker hamurlu kurabiyeleri yakında doğum yapacak arkadaşım için denedim.Eğer aklınızda böyle kurabiyeler yapmak,denemek varsa çekinmeden gerçekleştirin derim çünkü tereddüt edecek bir şey yok(muş),anladım :) 
Malzeme satan dükkanlarda bu iş için aklınıza gelebilecek her türlü malzeme ve alet mevcut bu da işleri çok çok kolaylaştırıyor.Biz ilk deneme olduğu için nasıl olur nasıl gider bilemediğimizden temel malzemeleri alarak masraftan biraz kaçındık bu da işimizi biraz zorlaştırdı ama yaratıcılığınızı kullanarak eldeki araç gereçlerle de bir şeyler yapabilirsiniz. 

Ben tarifi http://hunerlibayanlar.blogspot.com/ dan aldım. Bütün paylaşımları gözü kapalı denerim dediğim bir adres :) 

Şeker Hamurlu Kurabiye Tarifi


Malzemeler (22-25 Adet kurabiye için)

·                     2 Adet Yumurta
·                     300 Gr. Margarin (150 gr. Hüner margarin, 150 gr. Pınar tereyağ kullandım)
·                     2 Su Bardağı Un
·                     2 Çay Bardağı Mısır Nişastası
·                     1,5 Su Bardağı Pudra Şekeri
·                     2 Tatlı Kaşığı Tarçın
·                     1 Limon Kabuğu Rendesi 

Ben portakal kabuğu rendesi kullandım,öylede lezzetli oldu.

Yapılışı

· Oda sıcaklığında yumuşamış yağı, pudra şekeri ile 1-2 dk. yoğurun. Diğer malzemeleri de ekleyerek, yoğurmaya devam edin.
· Hamurunuzun toparlanması için gerektiği kadar nişasta ekleyin. (un hamurun kıvamını değiştirip, sertleştiriyor)
·Yumuşak bir hamur yoğurun ve buzdolabında 35-40 dk. bekletin. Hamurunuz daha sert ve kıvamlı bir hale gelecektir.
· Nişasta serpilmiş tezgahta, yarım cm. kalınlığında açın ve istediğiniz kalıplarla keserek şekil verin.
· Yağlı kağıt serdiğiniz bir tepsiye dizin ve 20-25 dk. üzerleri hafif pembeleşene kadar pişirin.



Çubuklu tercih ederseniz eğer pişirirken birden fazla tepsi kullanmak zorunda kalıyorsunuz.Ben çoğunu çubuklu yapmak istedim ve öyle pişirdim.(4 tepsi kullandım)



 İşin süsleme kısmı ise en eğlenceli tarafı tamamen sizin zevkinize kalmış :) 
Biz 4 arkadaş toplaştık ve içimizden geldiği gibi süslemeler yaptık,elimizdeki malzemeler ile. Evet profesyonel bir çalışma olmadı ama ilk deneme için hiçte fena olmadığı konusunda hemfikirdik :)




8 Mart 2013 Cuma

Keçeden Lohusa Tacı

Arkadaşım için yaptığım lohusa tacını paylaşmak istedim. Tuhafiyelerde kolaylıkla bulabileceğiniz malzemelerle kendiniz ya da sevdikleriniz için yapabileceğiniz eğlenceli bir doğum hediyesi olabilir. :)





Malzemeler

- Keçe
-Boncuk,nazar boncuğu
-Taç
-iğne,iplik,makas
-Silikon tabancası







Yapılışı :  İstediğiniz renkteki keçeleri istediğiniz şekilde keserek birbirinin üzerine dikiyoruz.Yapıştırarak denedim fakat keçe biraz sert olduğundan sağlam olmuyor. Ben şu bulut kalıbını kullandım.


Yazdığım yazıyı wordde yazıp çıktısını alarak kestim ve kalıp oluşturdum. Daha sonra nazar boncuğu ve boncuklarla silikon tabancasını kullanarak süsledim.Taca ise yapıştırmak çok sağlam olmayacağından,kenarlarından dikerek monte ettim.

13 Ocak 2013 Pazar

Okunulası Kitap "Kürk Mantolu Madonna"

Herkesin ille de okunsun dediği kitapları vardır mutlaka. Kürk Mantolu Madonna benim için onlardan biri oldu. Kitabı bugüne kadar neden okumamışım,nasıl farketmemişim bilmem.. Sabahattin Ali'nin sıcacık,kısacık,keşke bitmesin diye okumaya kıyamadığım kitabı. ( Ruh hali var ruh hali var tabi,belki size abartı gelecek bu yazdıklarım belki ne abartması aynen öyleydi diyeceksiniz.)

Soğuk bir kış gününde yanınıza iyi bir arkadaş olur..




Kitabın konusu hakkında bilgi vermek değilde,arka yazısını ve kitabın içinden bazı ya da bir çok şahane cümleyi sizle paylaşmayı istedim.Eğer imkanınız varsa vakit kaybetmeden okuyun bu kitabı derim,ha yanınızda kalem olsun mutlaka zira altını çizmek isteyeceğiniz çok cümle olacak.

“Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum “Kürk Mantolu Madonna”yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.” Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.


***

Kitaptan İnciler

Şimdiye kadar zannettiğim gibi, kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık olduğunu hissediyordum. Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim? Ruhum bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu?

***

Kendimi bildim bileli bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden, bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım.

***

Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak...

***

Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu.Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.

***

Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?

***

İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.

***

Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum. Bu eksik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış.Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum.Bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın.Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.

***

Nedense,hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini,herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için,alaka ve merhamet göstermek isteriz.

***

İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez.Ne kadar çok insanı seversek,asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz.Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.

***
Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm.

***

Ve daha yazamadığım nice güzel,yüreğe dokunan cümle..