14 Kasım 2012 Çarşamba

Okul Öncesi 10 Kasım Etkinliği

Sınıfınızda öğrencilerinizle yapabileceğiniz güzel bir etkinlik. Kesme-yapıştırma ve yuvarlama tekniği ile üç boyutlu olarak,çocukların severek yaptığı ve etkinliğin amacını sıkılmadan öğrenebildikleri bir çalışma.


Malzemeler

Anıtkabir için küçük bir kutu 
Üzerine çift çiçek çizilmiş renkli fon kartonları
Çöp şiş
Yapılanlara yerleştirmek için en alta dikdörtgen şeklinde bir strafor (köpük)
Grapon kağıdı
Küçük Türk Bayrağı
Öğrenci fotoğrafları
Makas-yapıştırıcı

Yapılışı : Öğretmen straforu yeşil renkli grapon kağıdı ile kaplar,küçük kutu ile keserek Anıtkabir minyatürü oluşturur.Kutunun içindeki görünen yüzeye Türk Bayrağı yapıştırılır.Öğrenciler grup çalışması ile kahverengi grapon kağıdını yuvarlama yapıştırma tekniği ile Anıtkabiri öğretmen rehberliğinde tamamlar.Daha sonra öğrencilere üzerinde çift çiçek çizimi olan renkli fon kartonlar dağıtılır ve kesmelerine rehberlik edilir. Çiçekler kesildikten sonra üst üste konulur arasına çöp şiş konularak yapıştırılmasına yardım edilir. Çiçeklerin ortasına öğrencilerin fotoğrafı yapıştırılır.
Öğretmen rehberliğinde Anıtkabir ve çiçekler strafordaki yerlerine yerleştirilir.


Aklımızda fikirlerin,kalbimizde sevgin.. Hiç bitmeyecek.



1 Eylül 2012 Cumartesi

Tişört boyama :)

Tuhafiyelerden kolaylıkla satın alabileceğiniz kumaş boyası ile artık giymek istemediğiniz tişörtlerinize farklı bir hava verebilirsiniz. Ayrıca artık tişört boya kalemi olarak kırtasiyelerde satılan kalemler var genelde anasınıflarında çocuklar ile tişört boyama çalışması yapılan kalemler,denemedim ama daha rahat boyanabilir diye düşünüyorum. :)



Boyarken altına bir karton ya da bir kitap,dergi vb bir şeyler koyun ki tişörtün diğer tarafına boya geçmesin.


Ayrıca tişörtü boyadıktan sonra kuruması için bekletiyoruz.3-4 saat ya da daha fazla süre sonra tişörtü ters çevirerek tersinden ütülüyoruz böylece boyaların yıkandığı zaman çıkmasını önlemiş oluyoruz.

 Bunlarda boyadığım tişörtlerden örnekler :)



12 Ağustos 2012 Pazar

Sevmek Zamanı ..



Halil (Müşfik Kenter), adada ustası Mustafa'yla (Fadıl Garan) birlikte boyacılık yapmaktadır. Bir gün boyamaya girdiği boş köşklerden birinin üst katında, duvarda asılı bir kadın resmi görür ve resme aşık olur. Bir yıl boyunca her gün köşke girer ve resmi seyreder. Ancak, bir gün, köşkün sahibinin kızı olan resimdeki Meral (Sema Özcan), iki arkadaşıyla köşke gelir ve Halil'i resmini seyrederken görür.

***

Yağmur,müzik,harika manzaralar,duvarda asılı bir resim ve onu,elinde sigara izlemekten sıkılmayan,resme aşık bir adam.. 


Yağmurla başlayan filmleri,içinde yağmur olan filmleri daha bir seviyormuşum meğer.. Yağmur sürekli yağıyor filmde,ne de yakışıyor "Sevmek Zamanı"na.. 

Meral kızımız zengin,Halil oğlumuzsa klasik yeşilçam filmlerinde olduğu gibi fakir.. Sakın aldanmayın klasik yeşilçam dediysem,1965-Metin Erksan yapımı bu film sanki o zamanlara ait değil gibi,hemen ayırıyor kendini.. Sade,duru,yapmacıklıktan uzak,verilen mesajlar göze göze sokulmuyor inceden inceden yerleştirilmiş filmin içine..

Filmden hiç bir şey beklemeden,sakin bir ruh haliyle izlerseniz eğer sizi nasıl dinlendirdiğini göreceksiniz.Diyalogların azlığı (ki böyle filmleri sıkıcı bulurum) hiç sıkıcı gelmeyecek,yer yer gülümseme yer yer "ahhh.." diyerek izleyeceksiniz.

Halil resmine aşık Meral'in ve ödü kopuyor onu tanıyıp aşkımı yitireceğim diye,uzak durması bundan.O uzak durdukça Meral daha yakınlaşıyor Halil'e.. Resmine aşık olmuş bir adam.Aklı almıyor "böyle bir şey olabilir mi hala,bu devirde?" diyip duruyor.Kayıtsız kalınacak gibi değil.. 

Yazacak o kadar çok şey var ki,süslü cümlelerde kuramayacağım şimdi.En iyisi filmi izleyin görün derim :) Filmden sonra kesin kendinizce bir cümleniz olacak.
Benim aklıma düşen ise şu oldu : 
"Aşk bulacaksa eğer beni,yağmurlu bir günde olsun."

***

En sevdiğim sahnelerden biri .. 
Yağmur hüzne neden bu kadar çok yakışır ki?..

***
Filmden unutulmayan birkaç kare ve replikler..



Meral : Aylardan beri gelip neden benim resmime bakıyorsun?Cevap vermeyecek misin bana? Yoksa gerçeği söylemekten korkuyor musun?
Halil : Öğrenmek istediğini Mustafa söylemiştir sana.
Meral : Ben senin söylemeni istiyorum.Herhalde bana ait olan bir şeyi öğrenmek hakkımdır.
Halil : Hayır! Sana ait bir mesele değil bu.Resminle benim aramdaki bir durum seni ilgilendirmez.Ben senin resmine aşığım.
Meral : İyi ama aşık olduğun resim benim resmim.İşte ben de burdayım,söyleyeceklerini dinlemeye geldim.

Halil : Resmin sen değilsin ki! Resmin benim dünyama ait bir şey.Ben seni değil resmini tanıyorum.Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.
Meral : Bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.
Halil : Evet bir korkudan ileri geliyor.Bu korku sevdiğim şeye ebediyen sahip olabilmek için çekilen bir korku.Ben senin resmine değil sana aşık olsaydım o zaman ne olacaktı?Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki alay edecektin sevgimle.Halbuki resmin bana dostça bakıyor,iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak
Meral : Ben de sana bakmak istiyorum.
Halil : Hayır. Benimle resminin arasına girme istemiyorum seni.






Halil : Resmi verdikten sonra ben seni artık gelmez sanıyordum.
Meral : Gelmeyecektim gelmeyecektim ama görüyorsun ki öyle olmadı.
Halil : İki insanın ilişkisi çok güzel bir şey.
Meral : Dostluğu aşan ilişkilerden niçin kaçıyorsun?
Halil : Bu sözünle aşık olmayı kastediyorsan,dostluğu bu dünyada hiç bir şey aşamaz.
Meral : O halde sen bana aşık olmaktanda öte duygular içindesin.
Halil : Hayır ben sana aşık değilim.
Meral : Olmaz böyle şey,resmime aşık olman demek beni sevmen demektir.Dünden beri hep sözlerini düşündüm,sen bana aşık olduğunu söylemekten korkuyorsun.
Halil : Olmayan bir şeyi nasıl söylerim.Niçin beni anlamamakta inat ediyorsun.Ben senin resmine aşığım işte hepsi bu kadar.
Meral : Sen ben yokken resmimi sevdin.İşte ben varım artık.Resmin aslı benim.Bundan sonra ikimiz bu sevgiyi paylaşacağız.Bu aşkın yarısı bana ait.
Halil : Sen dostlukların,aşkların kolay mı kurulduğunu,kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun?
Resminle aramda ne kadar uzun zamanlar geçti.İlk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım.Birden bana iyilikle,sevgiyle bakan bir yüz gördüm.Elbiselerim eskiydi,kirliydim,sakallarım uzamıştı,inanamadım.O insanca bakışı bir daha göremem diye bir daha resme bakmaktan korkuyordum.İkinci kere zorlukla baktım resmine gene iyilik gene sevgi vardı gözlerinde.Nihayet değişmezi bulmuştum,resmin benim içime bakıyordu,benim kendimi görüyordu.Boş evde soğuk kış gecelerini beraber yaşadık onunla.Bana hep dostlukla,iyilikle,sevgiyle baktı.Çok zamanlar gidip yüzünü tutardım,gözlerini öperdim,saçlarına değdirirdim ellerimi..
Meral : Benim bakışlarımda da sevgi var bende senin kendini görüyorum,resmimim yerine ben seveceğim seni,artık ben varım.
Halil : Hayır hayır istemiyorum seni! Benim dünyama girmeye kalkma sonra merhametsizce yıkarsın onu.Resmin benim kendimden bir parça,bırak benonu seveyim.Sen sevmek isteme beni!Senin ellerini tutmak istemiyorum sonra çekersin o ellerini benden.Ben resmine aşığım,ölünceye kadarda onu seveceğim!


Bu arada Duman grubunun Helal Olsun adlı parçasına filmden kareler yerleştirilerek yapılan klibi çok sevdim..


29 Temmuz 2012 Pazar

Küçülen kağıtla istediğinizi yapın :)

Küçülen kağıtları isterseniz kırtasiyelerden isterseniz internetten kolaylıkla bulabilirsiniz. Bu kağıdın özelliği fırınlanınca saniyeler içinde 7 kat küçülmesi. İstediğiniz şekilleri,figürleri çizip boyayıp;kolye,küpe,broş,anahtarlık vs.. yapabilirsiniz.


Ben Küçük Prensi çizdim boyadım,bunu kolye ucu ya da anahtarlık olarak kullanmayı düşünüyorum :)
(Fotoğraflar biraz bulanık çıkmış olabilir,bunun için şimdiden özür dilerim.)


Mat ve pürüzlü tarafına istediğiniz resmi siyah boya kalemi ile çiziyoruz ve yumuşak bir şekilde boyuyoruz. Boyanmıyor diye korkmayın fırına girdikten sonra renkler canlanıyor.
Renklendirdiğimiz ürünü dış çizginin 2-3 mm. dışından veya kontur çizgilerinin üzerinden makas yardımı ile kesiyoruz.




Fırını 175 dereceye getiriyoruz ve ızgaranın üzerine folyo koyarak boyayıp kestiğimiz figürümüzü fırında 2-3 sn. küçülünceye kadar bekletiyoruz.


Sıcak iken üzerine sert bir şey koyarak iyice düzleşmesini sağlayabilirsiniz. Pürüzlü ya da kabarık kalırsa yine fırınlayıp düzeltebilirsiniz fakat bir sorun çıkmıyor korkmayın :)


İşte 7 kat küçülmüş ürünümüz artık hazır,istediğiniz şekilde değerlendirebilirsiniz :)


17 Temmuz 2012 Salı

Çikolatalı Marshmallow



 Bu çikolatalı topları bir sitede görmüştüm ve denemek istedim :) Doğum günü partilerinde,arkadaşlarınızla bir araya geldiğinizde,çocuklarınız için vs. yapabilirsiniz.Masada çok şık ve tatlı bir görüntü olacağına ve ayrıca çocukların bayılacağına eminim.Bulunması kolay malzemeler ve yapımıda çok basit. 



1 paket  marshmallow
2 paket sütlü çikolata
Pasta süsü malzemeleri
Dondurma çubuğu ya da çöp şiş çubuğu vb.


Çikolatayı benmari usulü eritiyoruz. Daha sonra marshmallowları çikolataya batırıp süslüyoruz.

( Benmari usulü çikolata eritme : bir cezvenin içine çikolata konur cezveden daha büyük bir kabın içine cezvenin içine girmeyecek şekilde su konur ve ocağa böyle yerleştirilir hafif karıştırılarak eritilir.)



Afiyet olsun :)

16 Temmuz 2012 Pazartesi




GİLABURU BÖBREK TAŞINI ERİTMEYE YARDIMCI OLUYOR!




Gilaburu suyunu böbrek taşı şikayeti ile bizzat kullandığım ve fayda gördüğüm için böyle bir konu açmayı istedim.Eğer böbrek taşınız veya böbreğinizde kum var ise gilaburu bitkisini mutlaka deneyin derim. 

Ben her sabah aç karnına yarım su bardağı gilaburu suyu içtim.6-8 şişe bitirene kadar böyle devam ettim.Devam etmek önemli bunu zamana yayarsanız verim alamayabilirsiniz.Gilaburu suyunu litrelik olarak aktarlarda rahatlıkla bulabilirsiniz.Mutlaka serin bir yerde saklayın şişeleri.

Gilaburu suyunun tadını merak edenlere,kokusu ve tadı biraz sirkeyi andırıyor bana,içilebilir bir şey kötü değil :) Ben çok memnun kaldım umarım deneyenlerde aynı memnuniyeti duyar.

Aşağıda bazı sitelerden gilaburu bitkisi ile ilgili bilgiler toparladım,merak edenler var ise..




GİLABURU BİTKİSİ

Kayseri ve çevresinde sıklıkla yetişen ve üzüm meyvesini andıran, 30-40 meyve tanesi bir salkım oluşturan gilaburu, Kayseri ve çevresinde “gilaburu, gilebolu, gilaboru, gilabı, giraoğlu”, Konya’da “giligili, gilaboru veya giraboğulu”, Sivas ve Yozgat’ta “gilaburu, girabolu, geleboru”, Tunceli’de “dağdağan, dağdığan, geleboru, gilabada ve gildar” adıyla biliniyor.

Ağaçtan sonbaharda toplanan gilaburu meyvesi, su dolu bir kapta bir süre salamura yapılarak bekletildikten sonra suyu sıkılarak veya taneleri yenilerek tüketiliyor.

Bazı meyve suyu fabrikaları ise gilaburu suyunu şişeleyerek piyasaya sürüyor. (ntvmsnbc)


21. yüzyıl ile birlikte yeniden keşfedilen alternatif tıp ile Gilaburu’da (vibirnum opulus) yeniden keşfedilmeye başlanmış.
Türkiye’de İç Anadolu’ nun çeşitli yerlerinde yetiştirilen "Gilaburu" meyvesi başta böbrek taşı, böbrek tembelliği, böbrek kistleri,  idrar yolu rahatsızlıkları, prostat, hiper tansiyon ve kadın hastalıklarının tedavisi olmak üzere çeşitli hastalıklara karşı yüzyıllardır yöresel ve kültürel görenek olarak uygulanmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Bu tespit ülkemiz için olduğu kadar dünya içinde haklı ve yerinde bir tespittir.
ABD ilaç departmanı olan United States Pharmacopoeia taradından birkaç yıl çnce onaylanan bu madde sıvı özüt, bileşik tentür ve  bileşik iksir formlarında üretilmekte her tür sinirsel rahatsızlık ve halsizlik durumu efektif olmak üzere her tür kramp, spazm, nöber ve tetanozda ayrıca kalp rahatsızlığı çarpıntı ve romatizmaya karşı başarıyla kullanılmaktadır.
Gilaburu'nun Latince adı (Vibirnum Opulus-Guelder Rose)'dur.
İçinde; reçine, vibirnum, valerianic vsit, organik asitler, tanin, salicosides, saponins etken maddeleri bulunmakatadır.
Birçok hastalığın tedavisinde ve hastalıklardan korunmada kullanılmaktadır.

İşte "Gilaburu"nun faydalı olduğu hastalıklar 

KALP – TANSİYON: Gilaburu yatıştırıcı, damar genişliği düzenleyici, iskelet ve kas rahatlatıcı, kalp güçlendiri etkiye sahiptir. Kas gerilimini azaltır ve spazmları engeller.
Hipertansiyonda Cardiovascular sistemini rahatlatır ve tansiyon rahatsızlığından kaynaklanan kabızlığı engeller.
Harici kullanımda kramp ve kas gerilmesini rahatlatır Bazı migren vakalarında da yardımcı olabilir.

İDRAR YOLU HASTALIKLARI: İdrar kanalındaki iltihaplanmaları temizler.
İdrar kanalındaki daralma ve boğumları açar, idrar zorluğu ve yanmalarına karşıda son derece etkili ve tedavi edicidir.

PROSTAT: Gilaburu, idrar kanalındaki genişletme özelliği ile mesanenin bir seferde ve kolaylıkla boşalmasını sağlar.
Gece ve gündüz sık tuvalete çıkmayı azaltır. Hasta ilk kullandığından itibaren faydasını hissetmeye başlar.

KADIN HASTALIKLARI: Adet zorluğu ve düzensizliğine karşı çok etkilidir. Spesifik olarak; kramp, yumurtalık ve rahim kası  rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır. Rahimi rahatlatır.
Böylece adet görme krampları sona erer ve menstursyondan kaynaklanan ağrıları azaltır.
Düşük durumu ve tehlikesinde kullanılır. Damar genişliği düzenlenmesinden dolayı adet dönemlerinde aşırı kan kaybını ve menapozdaki kanamaları azaltır.

BÖBREK/ BÖBREK TAŞI: Böbrek taşlarının bütün cinsleri; aslıları itibariyle suda çözünmeyen kalsiyum tuzu olup bu tuz oluşumunu yerinde eritecek bir ilaç bulunmadığından dolayı lazer, ses dalgası vs. gibi yollarla böbrek taşı fiziksel olarak parçalanıp yerinden oynatılarak düşürülmeye çalışılmaktadır. (Diğer bir yöntem açık operasyondur.) Ve bu yöntemler hastaya aşırı ağrı sancı vermenin yanında kalıcı yan tesirleri olan yöntemlerdir.
Gilaburu ise böbrek taşını, diğer usullerde (lazer vs.) olduğu gibi; fiziksel parçalanma yöntemi ile değil kimyasal çözünme ile yok ettiğinden dolayı ne taş çözünürken ne de idrar ile birlikte atılırken hasta ağrı sancı hissetmez.
Taşın oluşum süreci tersine işleyerek, taş tamamen erir ve idrar ile birlikte kimyasal madde olarak atılır.
1 kür: (15 Lt.) Gilaburu 1 hafta içerisinde 6 - 8 mm böbrek taşını eritebilmektedir.
 Taş 8 mm’ den büyük ise her 8 mm için bir kür düşünülmelidir. Gilaburu ayrıca böbrek tembelliğine ve bazı cins böbrek kistlerine de iyi gelmektedir.
NOT: Sertliğinden dolayı lazerin de kıramadığı kristalize cins böbrek taşını Gilaburu da eritemeyebilir. Bu cins taş ile karşılaşma riskiniz % 1- 2 civarındadır.

HAZIRLANIŞI ve KULLANILIŞI
Su içerisinden alınan Gilaburu bir süzgeç veya kevgir üzerinde ezilir.
Meyvenin çıkan suyuna kendisi kadar normal içme suyu ilave edilir ve bu karışım sıkıldığından itibaren 24 saat içinde hasta tarafından içilir.
Tadı hafif ekşi olan Gilaburunun mümkün olduğu kadar bu haliyle içilmesi tavsiye edilir.
Buna rağmen hasta içmekte güçlük çekiyor ise mümkün olduğu kadar az olmak kaydı ile karışım şeker ile tatlandırılabilir.

DİKKAT !
  • *Hastanın 24 saat içerisinde tüketebileceği sıvı bir seferde hazırlanmalıdır.  Diğer deyişle hazırlanan sıvı mutlaka 24 saat içinde tüketilmelidir.
  • *Hazırlanan sıvı hasta tarafından aç olarak tüketilmelidir.
  • *Gerek meyve gerekse sıkılarak hazırlanmış sıvı sıcaktan ve direkt gün ışığından korunmalı serin bir yerde saklanmalıdır.
  • *Gilaburu kullanımı zamanla yayılmamalı olabildiğince yoğun kullanılmalıdır.
  • *Günde en az 1 kg. Gilaburu ezilerek suyu yukarıda anlatıldığı şekliyle hazırlanıp kullanılmalıdır.
  • *Bekleyen meyve mutlaka su içinde ve serin yerde muhafaza edilmelidir.
  • *Kevgirde ezilerek elde edilen Gilaburu öz suyuna mutlaka 1/1 ölçüde su katılmalıdır.
  • *Gilaburunun bugüne kadar hiçbir yan tesiri tespit edilmemiştir.
  • *Gilaburu ilaç değildir.


10 Temmuz 2012 Salı

Damla Sakızlı Sütlaç




Malzemeler

* 1 lt süt
* 2 yemek kaşığı pirinç
* 1 yemek kaşığı nişasta
* 1 su bardağı şeker
* Bir parça damla sakızı
* 1 su bardağı su


Pirinçleri yıkayıp suyunu süzdükten sonra tencereye alıyoruz suyu ilave edip pişiriyoruz.Pirinçlerin pişmesine yakın sütü ilave ediyor ve iyice pişene kadar kaynatıyoruz.Nişastayı başka bir tabakta çok değil az miktar su ile eritiyoruz.Kaynayan sütlaca şekerini ilave ediyoruz.Daha sonra sulu nişastayı yavaş yavaş kaynayan karışıma ilave ediyoruz ve ocağın altını kısarak yavaş yavaş karıştırıyoruz bu arada damla sakızını bir miktar folyo ,streç film vb bir şeye sararak dövüp toz haline getiriyoruz.(Ben küçük taneli 4-5 damla sakızı kullandım.) Damla sakızınıda ilave ediyoruz sütlaç kıvamına geldiği zaman ocaktan indirip soğumasını bekliyoruz daha sonra servis tabaklarına alıyoruz.

Afiyet olsun :)

Sütlü tatlılar zaten bildiğimiz gibi hafif tatlılardır. Sütü yarım yağlı ya da yağsız tercih ederseniz (ben öyle kullanıyorum) şekeri biraz daha azaltırsanız tatlıların daha da hafif hale geldiğini göreceksiniz.

Johnny Depp (2)

Eveeettt Johnny Depp (2) başlığı altında da sizlerle Johnny Depp’in diğer  izlenesi filmlerini paylaşacağım.  :)  En bilinenden başlamak istiyorum. Tabiki Karayip Korsanları serisi..

Ve tabiki napıyoruz  yine imdb puanına takılmıyoruz :)

Karayip Korsanları serisini izlemediyseniz eğer bir hafta sonunuzu buna ayırın ve keyifli bir hafta sonu geçirin derim ben :) Pişman olmayacaksınız. Johnny Depp,Jack Sparrow karakterini adeta yaşıyor.Şöyle iyi böyle güzel demeyi sevmiyorum çünkü bildiğiniz,gördüğünüz gibi  o her rolün üstesinden fazlasıyla iyi geliyor. :)



Karayip Korsanları – Siyah İnci’nin Laneti  

Filmin orijinal adı : Pirates Of The Caribbean : The Curse Of  The Black Pearl

Yapım : 2003- ABD
Tür : Aksiyon-Dram-Fantastik-Gerilim-Gizem-Komedi-Macera-Romantik-Savaş-Tarih
IMDB Puanı : 8.0/10

Filmin konusu :  Hafif üçkağıtçı fakat bir o kadar da sevimli Kaptan Jack Sparrow’un (Johnny Depp) korsanlık yaşamı, düşmanı kurnaz Kaptan Barbossa’nın (Geoffrey Rush), gemisi Siyah İnci’yi çalmasıyla altüst olur. Bu da yetmezmiş gibi Kaptan Barbossa, Port Royal kasabasına saldırır ve belediye başkanının güzeller güzeli kızı Elizabeth’i (Keira Knightley) kaçırır. Kızı kurtarmak ve Siyah İnci’yi yeniden ele geçirmek amacıyla Elizabeth’in çocukluk arkadaşı Will (Orlando Bloom) ve Jack güçlerini birleştirirler. Will’in bilmediği ise lanetli bir hazinenin Barbossa’nın kaderini nasıl değiştirdiği ve onu ve mürettebatını nasıl sonsuza kadar ölümsüz olarak yaşamaya mahkum ettiğidir.

Orlando Bloom’un filme ayrı bir hava kattığını da söylemeden geçemeyeceğim :)



***



Karayip Korsanları- Ölü Adamın Sandığı


Filmin orijinal adı : Pirates Of The Caribbean : Dead Man’s Chest

Yapım : 2006- ABD
Tür : Aksiyon-Fantastik-Gizem-Komedi-Macera
IMDB Puanı :7.3/10

Filmin konusu :  Düzenbaz ve üçkağıtçı korsan Jack Sparrow'un, hayalet gemi Uçan Hollandalı'€nın efsanevi korsanı Davy Jones'a kan borcu vardır. Sparrow, bu borcunu ödemediği takdirde sonsuza kadar onun kölesi olarak yaşayacaktır. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu ise Ölü Adamın Sandığı'nı ele geçirmek ve böylelikle de Davy Jones'u kontrol edebilmektir.



***


Karayip Korsanları- Dünyanın Sonu


Filmin orijinal adı : Pirates Of The Caribbean : At World’s End

Yapım : 2007- ABD
Tür : Aksiyon-Fantastik-Gizem-Komedi-Macera
IMDB Puanı :7.0/10

Filmin konusu :  2006 yılında tüm dünya ülkelerinde hasılat rekorları kıran, yılın en çok seyirci toplayan filmi ünvanını kazanan “Pirates of the Caribbean: Dead Man’s Chest”in (Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı) kaldığı yerden devam eden üçüncü filmin konusu şöyle: Kaptan Jack Sparrow’u, Davy Jones’un sandığındaki akıllara zarar tuzaktan kurtarıp özgürlüğüne kavuşturmaya kararlı olan Will Turner ile Elizabeth Swann, çaresizlik içinde Kaptan Barbossa ile ittifak yaparlar. Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin kontrolü altında olan Davy Jones’un ürkütücü görünümlü hayalet gemisi The Flying Dutchman, dünyanın bütün denizlerini kasıp kavurmaktadır. İhanet, vefasızlık ve dönekliğin kol gezdiği vahşi denizlerde yelken açan korsanlarımızın yolu egzotik Singapur’a düşer. Burada sevimli ve kurnaz Çinli korsan Sao Feng ile karşılaşırlar. Dünyanın sonu olarak tanımlanan uzakdoğu okyanuslarındaki bu nihai savaşta terazinin dengeleri ortadadır. Korsanların her biri sadece kendi hayatı ve kaderi için taraf olmakla kalmayacak; aynı zamanda özgürlük sevdalısı korsan yaşam tarzının geleceğini kurtarma mücadelesi verecektir.









***




Karayip Korsanları- Gizemli Denizlerde


Filmin orijinal adı : Pirates Of The Caribbean : On Stranger Tides

Yapım : 2011- ABD
Tür : 3D-Aksiyon-Fantastik-Gizem-Komedi-Macera-Romantik
IMDB Puanı : 7.9/10
Filmin konusu :  Yeni bölümde Jack sparrow geçmişte tanıdığı bir kadınla karşılaşıyor ve daha sonra bu bayanın Kara Sakal Ian McShane'in kızı olduğunu oğreniyor. Kızı da babası gibi, Jack Sparrow'u ölümsüzlüğün çeşmesini bulmak için durmak bilmeyen maceralara sürüklüyor.







Güzel olan ise serinin devam filmlerinin gelecek olması :) 

***

Halk Düşmanları

 Filmin Orjinal Adı: Public Enemies
Yapım : 2009 - ABD,

Tür : Aksiyon,Biyografi,Dram,Macera,Romantik,Suç,Tarih
IMDB Puanı : 7.1/10


Filmin Konusu : Bryan Burrough'un Türkiye'de yayınlanmayan Public Enemies: America's Greatest Crime Wave and the Birth of the FBI, 1933-43 (Halk Düşmanları: Amerika'nın En Büyük Suç Dalgası ve FBI'ın Doğuşu) adlı kitabından uyarlanan filmin Hollywood’un gerçek bir hikayeye en çok yaklaşan filmlerden birisi olarak değerlendiriliyor.

Olaylar Amerika'nın Büyük Bunalım yıllarında gerçekleşir ve dönemin en ünlü suçluları ve yeni oluşan FBI arasında yaşananlar anlatılır.


Kınıyorum seni imdb bu filme bu puan mı verilir :) Ben Johnny Depp sever bir insan olduğum için sanırım her filmi bana ayrı güzel geliyor.Filmde oyuncumuzu karizmanın tavanlara vurmuş hali ile görüyoruz ki ben bu saç tarzını kendisine çok yakıştırmıştım.


Bazı biyografi filmleri vardır insana fenalık getirir fakat bu film öyle bir biyografik film değil :)  Tek söyleyebileceğim bu filmi keyif alarak izleyebilirsiniz.






***


Düşler Ülkesi

Filmin orijinal adı : Finding Neverland

Yapım : 2004-ABD,İngiltere
Tür : Aile,Biyografi,Fantastik,Gizem,Dram
IMDB Puanı :7.9/10

Filmin konusu :  Peter Pan'in yaratıcısı James Barrie’nin gerçek hayat hikayesinden uyarlanan Düşler Ülkesi’nde, ünlü yazarın Olmayan Ülke'nin kapılarını nasıl açtığını izliyoruz.


1904 yılının Londra’sında geçen hikayede, ilk olarak, döneminin ötesinde bir nükteye sahip olan Barrie'yi tanıyoruz. Son oyununun galasında, tepkileri izleyen yazar, hayatının en büyük eserini yarattıracak ilhamın peşinde dolaşması gerektiğini hisseder. Ancak bu ilham hiç beklemediği bir anda, sıradan bir günde, kendisini bulacaktır. 



Marc Forster yönetimindeki Düşler Ülkesi, Peter Pan’ın kaleme dökülmesi sürecinin anlatılması kadar Johnny Depp, Kate Winslet gibi başarılı isimlerin yer aldığı oyuncu kadrosu ile de dikkat çekiyor.


Biyografi türünde bir film diye sıkılacağınızı kesinlikle düşünmeyin.Filmi başından sonuna kadar ilgi ve gülümseme ile izleyeceksiniz. :)






***


 Bir kez tadını aldın mı, gerisi gelir...”

Çikolata

Filmin orijinal adı : Chocolat

Yapım : 2000-ABD,İngiltere
Tür : Dram,Romantik
IMDB Puanı :7.3/10

Filmin konusu :  Ufak bir Fransız köyündeki gündelik yaşam, buraya yeni taşınan gizemli bir genç kadın ve kızı sayesinde bir anda değişiverir. Oldukça kasvetli ve monoton günler geçiren kasaba halkı, anne-kızın birlikte açtıkları son derece sevimli çikolata dükkanı sayesinde, farkında olmadıkları bambaşka bir hayatla tanışırlar. Zevkin, eğlencenin, neşenin,umudun ve en önemlisi çikolatanın olduğu bir hayattır bu.lakin kasabadaki bu değişimden memnun olmayan insanlar da vardır. Bunların en başında, ahlak bekçiliği yaparak kasabada dilediği gibi bir ortam yaratan belediye başkanı gelmektedir. Ama birbirinden lezzetli çikolataların karşısında durmak, o kadar da kolay değildir.

      Johnny Depp’i filmin başından sonuna kadar göremeyi beklemeyin bu filmde.Fakat bulunduğu sahnelere sıra gelince film daha da bir güzelleşiyor tahmin edersiniz ki :) Depp bu filmde gitarıyla karşımıza çıkan çingene Roux .. :)

Ufak ama ciddeye alınması gereken bir uyarı,yanınızda mutlaka çikolat bulundurun!!!   :)


***

Turist

Filmin orijinal adı : The Tourist

Yapım : 2010-ABD,Fransa
Tür : Dram,Romantik,Aksiyon,Polisiye,Macera,Gizem
IMDB Puanı : 5.9/10

Filmin konusu : Hikaye,kırık kalbinin acısından kurtulmak için İtalya’ya giden Amerikalı bir turist, Frank (Depp)’in etrafında şekilleniyor. Olağanüstü bir kadın olan Elise (Jolie)’nin yoluna çıkmasıyla işler değişir. Ancak Elise’nin onunla karşılaşması aslında tesadüf değildir. Arka planda Venedik’in nefes kesen manzaraları eşliğinde Frank, bir ilişkinin ardından koşarken aslında etrafında tehlikeli entrikaların döndüğünü fark eder.

Angelina Jolie ve Johnny Depp gerçekten güzel bir ikili olmuş.İzlerken sonunu tahmin edebileceğiniz filmlerden (en azından benim için öyle ) Film Venedik manzarası ve oyuncularında hatrına kendini kurtarıyor diyelim : ) 




***